Dünya tarihini derinden etkileyen olaylardan biri olan D-Day, yani Çıkartma Günü'nün hikayesi, hem Müttefiklerin hem de Almanların bakış açılarından geniş bir ölçekte anlatılıyor. Film, bizleri ikinci dünya savaşı zamanına götürerek, bu çatışmanın en kanlı ve en kritik noktasına doğrudan bir bakış imkanı sunuyor. D-Day, Müttefiklerin Normandiya'ya gerçekleştirdiği ve savaşın seyrini değiştiren büyük çıkartmanın hikayesini konu alıyor. Ancak film, sadece Müttefiklerin perspektifinden anlatılan bir savaş filmi olmaktan daha fazlası. Aynı zamanda Almanların bakış açısını da gözler önüne seriyor. Bu ayrıntı, filmin sadece bir savaş dramı olmasının ötesine geçmesini sağlıyor ve olayları daha objektif bir şekilde değerlendirmemize imkan tanıyor. Bu film, Normandiya çıkartmasının önemini, stratejik değerini ve askeri operasyonlarının arkasındaki detayları geniş bir ölçekte anlatıyor. Müttefiklerin ve Almanların planlamaları, stratejileri, başarıları ve hataları ekrana titizlikle yansıtılıyor. İki tarafın da yaşadığı dram, gerilim, umut ve hayal kırıklıkları etkileyici bir şekilde izleyiciye aktarılıyor. Filmin yönetmeni, savaşın her iki tarafının bakış açısını anlatırken, tarafsız bir tutum sergiliyor. Bu sebeple izleyici, olayların gerçekçi ve objektif bir analizini yapıyor. Film, savaşın korkunç yüzünü ve insanlık üzerindeki etkisini de başarılı bir şekilde gösteriyor. Bu da filmin etkileyiciliğini arttırıyor ve izleyiciyi derinden etkiliyor. Sonuç olarak, D-Day, Müttefiklerin ve Almanların perspektifinden bir savaş hikayesi anlatan, gerçekçi ve objektif bir film. Savaşın insanlık üzerindeki etkisini ve savaşın çirkin yüzünü başarıyla gözler önüne seriyor. Dolayısıyla, tarihi bir savaş filmi olarak etkileyici bir izlenim bırakıyor.