Yönetmeliğini Andrew Slater’in yaptığı Echo in the Canyon belgesel tarzındadır. Filmin senaryosu Eric Barrett ve Andrew Slater tarafından kaleme alınmıştır. Film müzik tutkunları ve folk rock severler tarafından olumlu eleştirilerle karşılanmıştır ve Jakod Dylan adlı şarkıcı başrolü üstlenmiştir.
60'ların ortalarında ABD'de kültürel, politik ve müzikal açıdan büyük değişiklikler yaşanıyordu. İngiliz müzik grubu The Beatles, The Rolling Stones ve diğerlerinin Amerika'ya  geldikleri ve rock müziğin oluşum yıllarıydı. Hâlâ dinlenmekte olan blues, country ve folk'taki köklerinden bir araya geliyor ve mutasyona uğruyordu. Olması beklenen dönüm noktası, Bob Dylan'ın akustik gitarını elektro gitar ile değiştirmesi ve böylece halk müziğini eskisinin ötesine taşımasına yardımcı olması ile gerçekleşmişti.
Ancak bunu yapan ilk veya tek müzisyen o değildi. Özellikle Los Angeles ve çevresinde ve özellikle Laurel Canyon adı verilen bölgede daha geniş bir yeni teknoloji anlayışı ve bir deney ruhu ve müzikal çapraz etkileşim vardı. Laurel Canyon sahnesinde The Byrds, Buffalo Springfield, the Mamas and the Papas ve The Beach Boys gibi şiirsel sözlere ve karmaşık notalar serisine odaklanan şaşırtıcı müzisyen grupları vardı. Birbirlerini ve The Beatles, The Rolling Stones, Jackson Browne ve Eric Clapton gibi diğer müzik gruplarını etkilediler ve ortaya folk rock adı verilen müzik türü çıktı. Bu türde herkes tarafından bilinen eski şarkılar dönemin yeni gözde türü rock türünde yorumlanarak dinleyicilere sunuluyordu. Echo in theCanyon'da, Bob Dylan’ın kardeşi Jakob Dylan, Roger McGuinn, Stephen Stills, David Crosby, Graham Nash, Brian Wilson ve Michelle Phillips gibi bu müzik türünün bazı büyük sanatçıları ve Eric Clapton, Ringo gibi onlardan etkilenen bazı kişilerle röportaj yapılmaktadır. Ve bunların yanı sıra, Regina Spektor, Beck, Norah Jones, Cat Power ve Fiona Apple gibi çağdaş müzik sanatçılarından bazıları, dönemin en ilginç şarkılarını yeniden kaydetmek ve bunlardan bazılarını hakkında konuşmak için bir araya getiriyor. Orijinal şarkılar ve onların yeni versiyonlarının nasıl ortaya çıktıklarına dair ilk ağızdan hikayelerle birlikte, tüm zamanların en iyileriyle bir müzik belgeseli ve konser filminin bir kombinasyonu olarak bir belgesel izleyiciye sunuluyor.