Genç bir lezbiyen olan Jamie, bir Yehova'nın Şahidi topluluğunda yaşamak üzere gönderildiğinde, dindar bir Şahit kıza aşık olur ve ikisi, hayatlarının geri kalanını şekillendirecek sonuçlar doğuracak yoğun bir aşk hikayesine yelken açarlar. Hikaye, bu genç ve tutkulu aşkın üzerine kurulu ve toplumlarının anlayışıyla çatışan bir ilişki hakkında merak uyandırıcı bir anlatı sunuyor. Jamie, hem içinde bulunduğu toplumun inançlarına hem de kendi cinsel kimliğine karşı duyduğu çelişkili duygularla mücadele ederken, bir yandan da aşkına sahip çıkmak için çabalıyor. Onun hikayesi, kim olduğumuz ve toplumumuzun bizi nasıl görmek istediği arasındaki sürekli çatışmayı gözler önüne seriyor. Film, son derece hassas ve zorlu bir yaşam kesitini gözler önüne sererken, izleyiciyi derinden etkileyen bir aşk hikayesini de unutmamakta. İki genç kadının birbirlerine olan adanmışlıkları, etraflarındaki dünyanın nasıl döndüğünün önemsiz olduğunu gösteriyor. Filmin sonuçlarına bakıldığında, bu aşk hikayesinin her iki genç kadının hayatını ne derece etkilediğini ve şekillendirdiğini görüyoruz. Bu durum, toplumun tepkilerine rağmen kim olduğumuzu kabul etme ve sevdiğimiz kişiye karşı hissettiğimiz duyguları yadsımadan yaşama cesaretinin önemini vurguluyor. Gençlerin hayatlarının bu karmaşık ve duygusal yolculuğunu gösteren film, izleyicisine hem derinden dokunan bir aşk hikayesi sunuyor, hem de genç bir bireyin kimliğini bulma ve kabul etme sürecinde karşılaştığı zorlukları gözler önüne seriyor.