İçten ve hevesli bir 'underdog' avukatın öyküsü, sistemle tek başına mücadele ederek başkaldıran bir karakterin trajikomik hikayesini konu alıyor. Avukatımız, büyük ve güçlü bir sigorta şirketiyle baş başa kalıyor. Bu şirket, müşterilerini aldatarak ve onlardan haksız yere para çalarak işlerini yürütmekte. Başkaldırı, ancak bu tür devasa şirketlere karşı verilen sinek vızıltısı gibi sessiz bir direniş olsa da, avukatımızın dava dosyasını açmasıyla birlikte olaylar hızla gelişiyor. Film, adalet arayanın yolunun ne kadar zorlu olduğunu, ancak sonunda hakkın yerini bulabileceğini gözler önüne seriyor. Bu hikaye, büyüğün küçüğü ezip geçtiği, haksızlığın mumla arandığı, ancak yine de direnenlerin olduğu bir dünyada geçiyor. Bu bir adalet hikayesi. İzlerken hem acı çekecek, hem de sevineceksiniz. Çünkü bu, umudun hikayesi. Kahramanımız, karşılaştığı engeller ve yaşadığı hayal kırıklıklarına karşın asla pes etmiyor. Sonunda, adaletin yerini buluşu, seyirciye gerçek hayatta da hala umut olduğunu hatırlatmaktadır. Kısacası, filmsel anlatıları ve karakterlerin psikolojik dönüşümlerini en iyi şekilde aktaran bu film, bilhassa adalet konulu yapımları seven sinema severler için kaçırılmaması gereken bir deneyim sunuyor. Ayrıca, bu tür yapımların aynı zamanda birer sosyal eleştiri görevi de gördüğünü ve toplum bilincinin şekillenmesinde önemli bir rol oynadığını unutmamak gerekir.