Birgün bir tetikçi, işi sırasında yanlışlıkla genç bir kızı öldürmekten derinden rahatsız olur ve üzerine bir de annesini öldürme görevi verilir. Fakat tetikçinin bilinen kalıpların dışına çıkarak, annenin hayatını kurtarmak için bir mücadeleye girişmesi hikayenin kilit noktasını oluşturur. Bu son derece karmaşık ve dokunaklı hikaye, izleyiciyi derinden etkileyen, karanlık ve çelişkili bir karakterin içsel yolculuğuna çeker. Kızın ani ve beklenmedik ölümü, tetikçinin içinde yeni bir duygusal dönüşüme yol açar. O artık sadece bir ölüm makinesi olmaktan çıkar, bir kurtarıcıya dönüşür. Kızın annesini hedef alması gerektiği geldiğinde, onu korumak için her şeyi riske atmaya hazırdır. Kendi hayatını adar ve bu süreçte, belki de hayatının en önemli savaşını verir. Bu, onun sadece başkalarını değil, kendi ruhunu da kurtarmak için verdiği bir mücadeledir. Tetikçinin bu beklenmeyen dönüşümü, belki de seyirciye insan doğasının karmaşıklığını ve belirsizliğini gösterir. Bir yandan acımasız bir katil, diğer yandan bir kurtarıcı. İşin ucunda insan hayatı olduğunda, kimin haklı veya haksız olduğunu belirlemek hiç de kolay değildir. Bu nedenle, film izleyiciye, insanın içindeki çelişkileri ve bunların neden olduğu moral ikilemleri sorgulama fırsatı sunar.