Hayatını kökten değiştirecek bir haberle karşılaşmış olan Maria, elli beş yaşında bir kadın. Her ne kadar sevgili oğlu ve doktorları aksi tavsiyede bulunmuş olsa da, Maria bu zorlu süreci en yakın kız arkadaşlarıyla birlikte Yunanistan'da geçirmeyi seçti. Eşinin ani ölümüyle hayatın acımasız yüzüyle tanışan Maria, yıllarca ihmal ettiği kendi hayatına odaklanma kararı alıyor. Bu filmde, Maria'nın yüzleştiği hayatının en büyük krizini, aslında bir dönüşüm sürecine dönüştürebilme cesaretini görüyoruz. Evet, belki doktorların ve oğlunun aklıselim tavsiyelerine kulak asarak, güvenli limanı olan evinde kalmayı tercih edebilirdi. Ancak Maria'nın bu kararı, hayatını kendi eline almanın bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Kendi hayatlarından vazgeçmiş, birbirlerine sımsıkı sarılan kız arkadaşlarıyla Yunanistan'ın eşsiz manzaraları eşliğinde geçirdikleri zamana tanık olurken, yalnızca Maria'nın değil, tüm kadınların hayatlarına dair evrensel bir ders veriyor bu film. Birlikte mutluluğu, acıyı, korkuyu ve cesareti paylaşan bu kadınların hikayesi, yaşamın her döneminde yeniden doğmanın, hayatla başa çıkmanın ve kendini keşfetmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Yani, belki de bizlere Maria'nın "turist" olarak değil, "keşfeden" bir kadın olarak yolculuğunu anlatıyor.