Uglies
Uglies
Genel Bakış
İzleyenler
İzleyecekler
Yorumlar
Ekip
Benzer
Netflix
IMDB
0,00/10
İzleyen
0
İzleyecek
0
Yorum
0
Bu özgün dünya, bireysel farklılıkları yok etmek için zorunlu bir ameliyat uygulayan ve herkesi fiziksel olarak aynı, kusursuz bir güzelliğe dönüştüren bir sistemle yönetiliyor. Evet, burada kimse güzelliğini ya da çirkinliğini sorgulamıyor çünkü herkes aynı düzeyde ‘güzel’. Ama bu güzellik kimin elinde?
Bu durumun insanların kendine olan güvenini artırması gerekirken, tam tersine bireylerin kendi benliklerini ve özgünlüklerini yitirdiklerini gözlemliyoruz. Bireysel farklılıklar ve çeşitlilik, toplumun gelişimi ve ilerlemesi için önemli bir dinamiktir. Fakat bu dünya da herkesin birbirinin aynası olması, insana dair olan her şeyi homojen bir hale getiriyor. Bu durum, insan psikolojisi ve toplum dinamikleri üzerinde de oldukça ciddi etkiler yaratıyor.
Kendine has olma, farklı olma ve çeşitli olma özelliklerini yok eden bir dünya, robotların yaşadığı bir dünyadan farksızdır aslında. Çünkü insanın en temel hakkı olan kendine ait olma hakkı elinden alınıyor. Bu dünya, arzulanabilecek bir dünya görüntüsü çizse de, aslında oldukça detaylı ve karmaşık bir yapıya sahiptir.
Fiziksel güzellik, toplumun aynası olabilir, ancak kendi benliğini ve özgünlüğünü yitirmenin bedeli ağır olabilir. Eğer herkes aynı olursa, kimse özel olmaz. Bu yüzden bu tür bir dünya, aslında çok daha derin ve korkutucu bir düşünceyi barındırıyor; kendine ait bir benliğin ve özgün bir kişiliğin olmaması durumu. Bu tür bir dünya, fiziksel güzellik kavramına farklı bir açıdan bakmamızı sağlıyor ve toplumun güzellik standartları konusundaki düşüncelerini sorgulamamızı teşvik ediyor.
Sonuç olarak, herkesin aynı olduğu ve bireyselliğin yok olduğu bu dünya, aslında bir distopya. Kendimizi, bedenimizi ve ruhumuzu, bizim özgün ve eşsiz kılan tüm özellikleri sarıp sarmalayan bir dünya değil. Bu nedenle, bireysellik ve çeşitlilik üzerine ciddi düşündüren, korkutan bir dünya tasviri olarak karşımızda duruyor.
Bu dünya, en saf haliyle fiziksel güzelliğe olan takıntımızdan, bireysel bedenlerimiz üzerindeki kontrolümüze, hatta belki de en derinden korktuğumuz şeye, yani eşsizlikten ve özgünlükten yoksun bir dünyaya kadar uzanan geniş bir yelpazede düşündürücü bir deneyim sunuyor.