"Soorma", insan ruhunun zafer hikayesini anlatır. Bu, ölümle burun buruna gelen ancak inanılmaz bir dönüşle adını tüm manşetlere yazdıran bir sporcu hikayesidir. Filmin özü, çılgınca bir kararlılık, sıkı çalışma ve spor için bitmeyen bir tutku ile şekillenmiştir. Soorma, bir sporcu hikayesinden çok daha fazlasını sunuyor. Film, izleyicilere potansiyel trajediyi bir zafer hikayesine dönüştüren bir adamın yolculuğunu sunuyor. Soorma'nın ana karakteri, hayatını sporuna adayan, ancak hayatını değiştiren bir kaza sonucu kaderine meydan okuyan bir adamdır. Ne olursa olsun, ana karakterin kararlılığı ve azmi, hayatın en zorlu engellerinin bile üstesinden gelmek için gerekli olan enerjiyi yansıtıyor. Bu, seyircinin kendine çekebileceği, kendi yaşam mücadeleleriyle karşılaştırabileceği bir özelliktir. Filmdeki tutkunun gücü ise sporun ötesine geçerek hayatın her alanına ulaşır. Soorma, hayatın en karanlık anlarında bile umudun hiç kaybolmadığını gösteriyor. Her ne kadar film bir spor hikayesini merkezine alsa da, kahramanı aracılığıyla tüm izleyicilere evrensel bir mesaj veriyor: Bağışlama, sevgi ve hayatta karşılaşılan engelleri aşma gücü. Soorma'nın hikayesi, en zor anlarda bile durmamayı, düşmemeyi ve karşılaşılan her zorluğun üstesinden gelmeyi teşvik ediyor. Özünün sıkı çalışma, kararlılık ve tutkudan oluşan Soorma, izleyicilere bu değerlerin hayatın her alanında uygulanabileceğini ve başarının anahtarının bunlarda yattığını gösteriyor.