20. yüzyılın başlarında, ayrımcılığın ve sınıf farklılıklarının gölgede bıraktığı Hawaii'nin kahve tarlalarında geçen zamansız bir hikayeyi ele alıyoruz. Genç bir adamın yasak bir aşka doğru çıktığı olgunlaşma yolculuğu bu. Zaman ve mekanın ötesine geçen bu dokunaklı öykü, 1920'lerin Hawaii'sinde, ırk ve sınıf ayrımlarının hüküm sürdüğü bir dönemi işliyor. Kahve tarlalarının renkli ve zengin dokusu, bu hikayenin arka planını oluştururken, ana karakterimiz olan genç adamın yasak bir aşk peşinden gittiği olgunlaşma süreci de ön planda duruyor. Genç adamın bu yasak aşka olan özlemi, onun sınıf ve ırk sınırlarını aşmasına neden olur. Kendisinden beklenen normların ve toplumun koyduğu sınırların ötesine geçerek, o, kendi yolunu çizer. Yasak aşkını elde etmek için başkaldıran genç adamın hikayesi, insanın kendini gerçekleştirme ve özgürlük arzusunun kuvvetli bir örneği olarak karşımıza çıkar. Adeta bir zaman makinesinde geriye giderek, ayrımcılığın ve eşitsizliğin had safhada olduğu bir dönemde, yasak bir aşk uğruna verilen mücadeleyi izlerken, karakterlerin iç dünyalarındaki çatışmaları ve duygusal iniş çıkışları yaşayarak, bu filmi derinden hissetmek mümkün. Bu hikayenin, sadece bir aşk hikayesi olmadığını, aynı zamanda bir olgunlaşma hikayesi olduğunu unutmamak gerekir. Genç adamın ırk ve sınıf sınırlarını aşması, yasak aşkı uğruna verdiği mücadele, onun kişisel gelişimini ve olgunlaşmasını sağlar. Kendine ait bir kimlik oluşturarak, aşkını kazanmaya çalışırken, aynı zamanda toplumun ön yargılarına ve baskılarına karşı da mücadele eder.