50/50, oldukça sakin bir yaşam süren ve 27 yaşındaki bir adam olan Adam'ın hayat hikayesinden esinlenmiştir. Hikaye, Adam'ın bir gün hissettiği bir ağrı üzerine bir doktora başvurması ve bu rutin kontrolün ardından nadiren görülen bir kanser türüne yakalandığını öğrenmesiyle gelişmeye başlar.

Kanser teşhisi konulduktan sonra, istatistiklere göre, Adam'ın yaşama şansı yüzde 50 olacaktır. Ancak Adam, bu düşük orana rağmen, kanseri yenmek için büyük bir savaşa girer. Bu savaşın bir yandan onun kendi hayatı ve sağlığı için verdiği bir mücadele olduğu kadar, diğer yandan da hayatını yeniden ele alma, yaşamını farklı bir gözle değerlendirme ve belki de yeni bir yön seçme fırsatı olacağı anlaşılır.

Bu zorlu süreç boyunca, Adam yaşama olan bakışını, hayatta neyin önemli olduğunu ve neyin olmadığını yeniden değerlendirme ve hayatında daha önce hiç fark etmediği birçok şeyi keşfetme şansı bulur. Bu, aynı zamanda, Adam'ın kendi kaderini kabul etme ve yeni bir yaşam biçimine geçiş yapma yolculuğudur.