Prema, büyükannesinden miras kalan "Gulabi" adındaki nadir ve büyüleyici bir çiçeği büyük bir sevgiyle büyütür. Bu çiçek, onun için sadece bir miras değil, aynı zamanda yaşamının ve romantik hayallerinin sembolüdür. Gulabi'nin varlığı, Prema'nın hayatını sevgi ve umutla doldururken, ona zor zamanlarda güç verir.

Fakat Prema'nın hayatı, tamamen zıt bir kişilikte olan Raghav ile tanışınca bambaşka bir yön alır. Raghav, hırslı ve pragmatik bir adamdır; hayata tamamen farklı bir açıdan bakar. İkili arasında beklenmedik bir şekilde filizlenen bağ, her ikisinin de hayatını derinden etkiler. Raghav'ın pratik dünya görüşü ve Prema'nın hayallerle dolu dünyası, onların ilişkilerinde hem zorluklara hem de yeni keşiflere yol açar. Bu sıra dışı birliktelik, aşk ve anlayışın, en beklenmedik anda bile nasıl yeşerebileceğini gözler önüne seriyor.