Ünlü bir psikiyatr, yeni kitabı için araştırma yaparken altı akıl hastasını röportaj yapmak üzere seçer. Farklı ve alışılmadık yöntemlerini uygulamaya başladığında ise merak edilen bir soru belirir: Gerçekte kimler Spring Valley Akıl Hastanesi'nde yer almalı? Yazar, psikiyatrik hastaların düşünce dünyalarını, duygusal iniş çıkışlarını ve gündelik yaşam mücadelelerini merak ediyor, bu yüzden onları konuşmayı da tercih ediyor. Bu farklı hastalar üzerinde röportaj yaparken uyguladığı yöntemler ise bir hayli ilginç ve alışılmışın dışında. Ünlü psikiyatr, bazen hastalarıyla aynı seviyeye inerek onların dünyalarında dolaşıyor, bazen ise onları normal bir insanın gözünden görmeye çalışıyor. Bu sayede onları daha iyi anlamayı ve onların durumlarına daha hassas bir şekilde yaklaşmayı hedefliyor. Ancak bu süreç boyunca gittikçe yoğunlaşan bir soru hastane koridorlarında dolanır durur: Gerçekte Kimler Spring Valley Akıl Hastanesi’nde yer almalı? Kimin hastane koğuşunda olması gerekiyor? Kimler, gerçekte sağlıklı bir insanın yaşadığı hayatın dışına düşmüş? Ve belki de en önemlisi, normal ve anormalin sınırlarını kim, hangi ölçütlere göre belirliyor? Bu sorular, zihinlerdeki belirsizlikleri ve nesnel gerçekliğin sorgulanabilirliğini bir kez daha hatırlatırken, psikiyatrik durumları ve mental sağlık konularını daha geniş bir perspektiften değerlendirmemizi sağlıyor. Bu film, izleyicilere toplumun genel kabul görmüş normlarına meydan okurken, aynı zamanda mental sağlık konularında farkındalığı artırmayı hedefliyor.