19. yüzyılın ünlü şairi John Keats ile Fanny Brawne arasındaki üç yıllık romantik ilişkiyi ele alıyoruz. Bu ilişki, Keats'in hayatının son zamanlarına denk geliyor. Keats ve Brawne'nin hikayesi, edebiyatın ve tarihin en derin aşklarından biri olarak bilinir. İkili arasındaki bu yoğun ve tutkulu aşk hikayesi, yazılarını şekillendiren ve Keats'in şiirlerinin bazılarında oldukça belirgin olan duygusal tonları ve temaları körüklemiştir. Onların hikayesi, aşkın, tutkunun ve acının, büyük bir sanatçının hayatını nasıl etkileyebileceğinin güçlü bir örneğidir. Bu ilişki, Keats'in son yıllarında bir sığınak, bir ilham kaynağı ve onun şiirlerini derinden etkileyen bir güç oldu. Fanny Brawne, Keats'in yalnızca bir aşığı ve müzesi değil, aynı zamanda onun sanatsal gelişiminde önemli bir etkiye sahip oldu. Bu tarihi aşk hikayesi, Keats'in şiirlerinde ve mektuplarında yaşam bulmaya devam ediyor. Bize bir şairin, aşkın ve sanatın karmaşık ve çalkantılı dünyasına derinlemesine bir bakış sunuyor. Bu nedenle, John Keats ve Fanny Brawne arasındaki bu üç yıllık romantizm, sadece bir aşk hikayesi değil, aynı zamanda bir sanatçının duygusal ve yaratıcı süreçlerini de anlatan bir öyküdür. Keats'in aşkının yanı sıra, Fanny Brawne'ye olan yoğun tutkusu ve hayata karşı hissiyatının izlerini taşıyan şiirlerine de odaklanır. Kendini adadığı kadın tarafından ilham alınan bir şairin portresini çiziyor.