Başarılı bir 911 çağrı merkezi operatörü olan Pamela'nın (Mischa Barton) kızı, kendisinden uzaklaşmış kocası ve kıdemli polis memuru Jeremy (Luke Goss) tarafından kaçırılıp rehin alınınca, çaresiz ve başka bir seçenekleri olmadan harekete geçmeye zorlanırlar. İlk bakışta, bu, tipik bir gerilim / aksiyon filmi gibi görünebilir. Ancak, filmin güçlü oyunculukları ve sürükleyici hikayesi, onu alışıldığın aksiyon filmlerinden ayırır. Mischa Barton ve Luke Goss'un performansları, karakterlerin içinde bulunduğu durumun çaresizliğini ve umutsuzluğunu başarılı bir şekilde yansıtıyor. Özellikle Barton'ın endişeli bir anne olarak yaşadığı duygusal çöküş ve yırtıcı bir kaplan gibi hareket etme çabaları, izleyenlere yoğun bir gerilim hissi yaşatıyor. Öte yandan, Goss'un çizdiği karmaşık polis portresi ise, izleyicinin empati yeteneğini zorlayarak doğru ve yanlış arasında bulanık bir çizgi çiziyor. Film, aynı zamanda, 911 çağrı operatörlerinin sıkça göz ardı edilen yaşamlarına bir bakış sunuyor ve onların kahramanlıkları ile izleyicisini etkileyerek, gerilim ve aksiyonun ötesinde derin bir anlam taşıyor. İzleyenler, filmin sonuna kadar nefeslerini tutarak beklediği sürece, kendilerini sinematik bir zevk şöleni içerisinde bulacaklar. Yani kısacası, bu film, aksiyon-gerilim türünün sadık takipçilerini hayal kırıklığına uğratmayacak, karakterlerin yaşadığı acıyı ve umutsuzluğu hissettirecek sürükleyici bir hikaye sunuyor. Aynı zamanda, filme yön veren güçlü oyunculukları ve karmaşık karakterleriyle izleyicinin duygusal yelpazesini genişletiyor. Özellikle, Mischa Barton ve Luke Goss'un çarpıcı performansları sayesinde, bu filmi unutmak kolay olmayacak.