Bir gün beklenmedik bir şekilde kocasının ortadan kaybolmasıyla, zekasıyla dikkat çeken bir varoş eşi ve kızları, annelerinin romantik ikilemleri ve aile içi dinamiklerle baş etmek zorunda kalırlar. Bu durum, bizi, aile bağlarının gerçek anlamında ne olduğunu sorgulamaya itiyor ve hikayenin kahramanları olan bu kadınlar üzerinden ailenin ve kadın olmanın karmaşık dinamiklerini irdelememize yardımcı oluyor. Tüm yaşanılanlar, seyirciyi de içine çeken bir sorgulamaya yol açıyor: Herkes, bu durumda ne yapardı? Bu film, aile ilişkilerinin üzerine ciddi bir şekilde eğilen, her aile üyesinin birbirine bağlı olduğu, ancak aynı zamanda kendi kişisel yaşamının da olduğu bir gerçekliği vurgular. İşaret edilen bu nokta, kadınların hem aileyi ayakta tutan kişiler oldukları, hem de kişisel yaşamlarının ve romantik ikilemlerinin peşinden gitmek zorunda oldukları dile getiriliyor. Bu durum, kadınların aile içerisinde ve toplumda yaşadıkları çıkmazları ve zorlukları yansıtıyor. Kısacası, bu film, beklenmedik bir durumla karşılaştığında kadınların ne kadar güçlü olduğunu ve hayatın her türlü zorluğuyla başa çıkmak için neler yapabileceğini gösteriyor.