Bir çiftin hayatı, genç oğullarının bir kazada ölümünün ardından tepetaklak olur. Bu, basit bir cümle gibi görünebilir ama aslında bu durum, karmaşık bir hikayenin başlangıç noktasıdır. Bir çiftin yaşadığı mutlu ve huzurlu anlar, trajik bir kaza sonucu genç yaşta kaybettikleri oğullarının ardından bir anda son bulur. Son derece acı verici ve yıkıcı bir durumla karşı karşıya kalan bu çiftin, oğullarını kaybettikten sonra yaşamak zorunda kaldıkları travmanın etkisiyle hayatları nasıl alt üst olur, bunu izleriz. Oğullarının yokluğu ile birlikte hayatlarında derin bir boşluk oluşur. Mutlu bir çift olarak başladıkları yaşamları, talihsiz bir kaza sonucu beklenmedik bir şekilde değişir. Yaşadıkları bu trajedi, birbirlerine ve çevrelerine bakış açılarını, yaşama dair inançlarını ve değer yargılarını derinden etkiler. Bu film, bir yandan ailelerin çocuklarını kaybetme acısını, diğer yandan ise hayatın getirdiği acımasız gerçeklerle yüzleşme sürecini gözler önüne serer. Özellikle ebeveynlerin, çocuklarının ardından yaşamak zorunda kaldıkları acıyı ve boşluğu anlama konusunda izleyicilere derin bir empati fırsatı sunar.