Boşanmanın acı verici izleri üzerine etkileyici bir drama sergileyen film, esasen bir aktör olan ana karakterin, çocuklarıyla vakit geçirebilmek için bir kadın hizmetli kılığına bürünme hikayesini anlatıyor. Eski eşi tarafından velayetleri alınan çocuklarıyla iletişim kurabilmek için neredeyse girilmeyecek yol kalmamış olan bu çaresiz baba, sanatının gerektirdiği oyunculuk yeteneğini sonuna kadar kullanarak, tamamen bir kadın karakterine bürünüyor. Film, boşanmanın çocuklar üzerindeki etkisini ve aile bağlarının gücünü gösterme konusunda başarılı. Aynı zamanda, toplumsal cinsiyet rolleri ve kimlik meseleleri üzerine düşündürücü bir bakış açısı sunuyor. Komedi ve drama türlerini başarılı bir şekilde harmanlayan bu film, izleyicisine hem güldürüyor, hem de düşündürüyor. Ana karakterin karmaşık duygusal yolculuğu, izleyicinin de filme derinden bağlanmasını sağlıyor. Aktörün kendisini tamamen farklı bir rol içinde gösterdiği bu performans, izleyiciyi etkileyen ve duygusal bir hikayeyi başarıyla anlatan bir film. Sonuç olarak, bu film, bir baba figürünün çocuklarıyla olan bağını, sosyal normları ve cinsiyet rollerini sorgulayarak ve belki de en önemlisi, ailenin sevgisinin her şeyin üstesinden gelebileceği mesajını vererek sıcak ve duygusal bir deneyim sunuyor. Bu yüzden, sadece bir komedi filmi olarak değil, aynı zamanda sosyal bir eleştiri ve aile draması olarak da izleyicinin karşısına çıkıyor. Boşanmış bir babanın çocuklarıyla yeniden bağ kurma çabasının sıra dışı ve duygusal hikayesini anlatan bu film, kesinlikle izlenmeye değer.