Deneyimli ve başarılı komedyen George Simmons'ın tedavi edilemez ve ölümcül bir sağlık durumu olduğunu öğrendiğinde hayatına yeni bir boyut katma ihtiyacı doğar. Ölümün gölgesi onun üzerindeyken, insan ilişkilerine ve dostluğa olan bakış açısını değiştirir ve bu durum, içindeki gerçek arkadaşlık kurma arzusunu tetikler. Tüm bu süre zarfında, bir yandan da komedideki başarısını sürdürebilmek ve seyirciyle olan bağını koparmamak adına, sahne hayatına yeni adım atmış olan yetenekli ancak henüz 'yeşil' bir performans sanatçısını kanatları altına alır. Bu adamı, Simmons'ın sahnesinin açılış gösterisini yapması için seçer. Hem genç komedyenin yeteneğini geliştirmek, hem de onun sayesinde sahnelerde olabildiğince çok zaman geçirebilmek ve seyirci ile bağını koparmamak amacındayken, aslında hastalığının getirdiği psikolojik değişimi de anlar. George Simmons, bu sıradışı dostluk sayesinde yaşamın ve komedinin gerçek değerini keşfederken, öğrencisi de onun sayesinde bir yandan yeteneklerini geliştirirken diğer yandan da hayatın acı gerçekleriyle yüzleşir. Bu hikaye, seyirciye dostluk, hayat, ölüm ve komedi hakkında derin düşüncelere dalma fırsatı sunuyor.