Philippe Mars, hayatının ortalarında olan sevimli bir karakterdir. Yolunun psikotik bir üniversite arkadaşıyla kesişmesi, arkadaşının aşkı bulma arayışı içerisinde olması sebebiyle hayatını kökünden değiştirir. Film hikaye örgüsü itibariyle oldukça ilginç bir anlatıya sahip. Ancak bu anlatı, izleyiciye sunulma şekliyle de oldukça özgün ve dikkat çekici.

Philippe Mars, hayatta her şeyin yolunda gitmesi gerektiğini düşünen, düzenli ve sakin bir yaşam süren bir tiptir. Ancak bu sıradan yaşamı, üniversiteden delice bir arkadaşı olan Jerome tarafından tehdit edilmeye başlanır. Jerome’un kontrolsüz aşkı, Philippe'in hayatını ciddi manada alt üst eder. Aşka dair saplantılı arayışı ve bu arayışın psikotik boyutları, Philippe'in hayatını kaosa sürükler.

Film, aşkın ne kadar güçlü ve değiştirici bir etkisi olabileceğini izleyicilere sunuyor. Yönetmenin karanlık mizah anlayışıyla birleşen bu hikaye, izleyiciye hem gülme hem de düşünme fırsatı sunar. İzlenmesi gereken bir film olan "Philippe Mars", aşkın gücünü ve etkisini, insan ilişkileri üzerindeki rolünü ve bunun birey üzerindeki yansımalarını oldukça başarılı bir şekilde sunuyor. Film izleme deneyimini daha da ilginç kılan bu yapım, aşkı ve ilişkileri yeni bir bakış açısıyla görme fırsatı tanıyor.

Aynı zamanda, film aracılığıyla insanın kendi hayatı üzerindeki kontrolünün ne kadar kırılgan olduğunu da gösteriyor. Her ne kadar dışarıdan bakıldığında Philippe'in hayatı düzenli ve sakin bir yaşam gibi görünse de, bir başkasının hayatınıza girmesi ve orada köklü değişiklikler yapması ne denli kolay olabiliyor. Bu, izleyiciye hayatın ne kadar tahmin edilemez olduğunu gösteren bir gerçekliktir. Bu film, sürprizlerle dolu bir hayat hikayesini ve aşkın değiştirici gücünü anlatıyor. Philippe Mars'ı izlerken, izleyiciler hayatın karmaşıklığına ve aşkın etkisine tanık olacaklar. Bu etkileyici hikaye, izleyicisi üzerinde kalıcı bir iz bırakacak bir sinema deneyimi sunuyor.