"Violette" adlı filmde karşımıza 40 yaşında modaya dair bir kariyer sahibi, çalışkan bir kadın hikayesi çıkıyor. Moda endüstrisinde başarılı bir geçmişi olan Violette, en iyi arkadaşıyla beraber bir spa tatilinde, provincial bir bilgisayar mühendisi olan Jean-Rene’ye aşık oluyor. Konu bir aşk hikayesi etrafında dönerken, filmin asıl odak noktası Violette'nin bu yeni aşkını kariyeriyle nasıl dengelemeye çalışmasıdır. Kahramanımızın şehir hayatına alışmış zevkleriyle, Jean-Rene'in basit ve sade yaşam tarzının çatışması filmin en dikkat çekici noktalarından biri. Jean-Rene, karşılaştığı anda Violette’in kalbini çalan, rahat, içten ve dürüst bir karakter. İkisinin bir arada vakit geçirmesi, Violette'nin hayatı boyunca takip ettiği rutinleri ve yaşam stilini değiştirme ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Bu değişim, aynı zamanda Violette'in kendi kişiliği ve hayattaki istekleri hakkında bir keşif yolculuğuna çıkmasına sebep oluyor. Filmin genelinde, kahramanlarımızın içinde bulundukları sosyal çevre ve kırsal yaşamla kıyaslandığında büyük bir metropolde yaşayan iki farklı bireyin etkileşimlerini gözlemleyebiliyoruz. Bu, özellikle Violette'in kariyer odaklı modern yaşamı ve Jean-Rene'nin daha dingin ve basit yaşam tarzı arasındaki karşıtlığı vurguluyor. Sonuç olarak, "Violette" adlı film, aşk ve kariyer arasındaki dengeyi, sosyal çevrelerin bireyler üzerindeki etkisini ve kendi kişisel arzularımızı keşfetme yolculuğunu hünerli bir şekilde ele alıyor. Tüm bu unsurların bir arada bulunduğu, karakterlerin incelemesi ve izleyicilerin kendileriyle ilişkilendirebilecekleri dinamikler sunuyor. Bu film, aşk ve hayat hakkında düşünmeye iten bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.