Ortaokul döneminin acımasız zorbalıklarına ve ilk aşklarının hafızalarına meydan okumak amacıyla, iki yakın dost, eski zamanların izlerini yok etmek ve geçmişlerindeki başarısızlık hissini tersine çevirmek için ortaokul mezuniyet balosuna katılır. Bu iki dost, ortaokul yıllarındaki karmaşık ilişkiler ve katlanmak zorunda kaldıkları zorbalıkların gölgesinden sıyrılmak, hatta belki de onları yeniden şekillendirmek için bu geceye önem verirler. Hayatlarındaki başarıları, eski zorbalıklarının ve gençlik aşklarının yüzüne karşı sergilemekten çekinmezler. Bu gece, onların ortaokul yıllarında eksik kalan özgüvenlerini tamamlamak, belki de ilk aşklarını yeniden kazanmak, hatta belki de zorbalıklarla yüzleşmek için bir fırsattır. Bütün bu hikayeyi bir sinema filmi çerçevesinde izlerken, aslında yaşadığımız hayatın sadece bugün ve gelecekten ibaret olmadığını, geçmişin her zaman içimizde bir yer kapladığını ve zaman zaman kendini hatırlattığını anlarız. İki dostun bu vahşi ve çılgın gecesi, izleyicilere geçmişi unutmanın değil, onunla yüzleşip kabul etmenin ve daha sonra onu geliştirmenin önemini gösterir. Ve belki de en önemlisi, gerçek dostluğun her zaman yanımızda olduğunu ve bizi en zor anlarımızda bile desteklediğini hatırlatır.