Öyle bir film var ki, ne zaman izlesem bambaşka duygular hissettiriyor. İrlanda'nın huzurlu kırsalında yaşayan bir bekar annenin, oğlunun gerçekte kendi oğlu olmadığından şüphe etmeye başlaması üzerine kurgulanmış. Hikaye, annenin oğlunun giderek artan rahatsız edici ve anormal davranışlarına odaklanıyor. Oğlunun bu değişimini, evlerinin arkasındaki ormanda yer alan gizemli ve korkutucu bir çukurla ilişkilendiriyor. Film, anne-oğul ilişkisindeki bu karmaşık ve çıkmaza giren durumu, doğaüstü bir gizem ve korku atmosferiyle harmanlıyor. İrlanda'nın büyülü ve huzursuz eden doğası, filmi izlerken duyduğumuz gerilimi katbekat artırıyor. Bir yandan da annenin, oğlunun kim olduğu ya da ne olduğu hakkındaki endişeleri ve soru işaretleri, yavaş yavaş dahil olduğumuz bir psikolojik gerilime dönüşüyor. Özellikle annenin çaresizliği ve endişeleri, izleyiciyi derinden etkileyen bir unsur. Film, annenin duygusal yolculuğunu ve oğluna olan sevgisi ile korkusunun çatışmasını mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Evlerinin arkasındaki ormanın derinliklerinde gizlenen o gizemli çukur ise, hikayenin merkezine oturmuş durumda. Bu çukur, hem 'Gerçek oğlum nerede?' sorusunun sembolü, hem de annenin korkularının ve endişelerinin fiziksel bir temsili olarak karşımıza çıkıyor. Sonuç olarak, bu film, hayatta pek karşılaşmadığımız bir durumu, gerilim ve gizemle dolu bir anlatımla bizlere sunuyor. İzlerken tüylerimizi diken diken eden, ayrıca duygusal anlamda da derinden etkileyen bu eser, gerçeklik ile hayal dünyası arasındaki ince çizgiyi mükemmel bir şekilde yansıtan bir yapıt.