Andrey Kulikov (Dima Bilan), Rus Devrimi sırasında beyaz Ordu'da subay olan büyük büyükbabası Andrey Dolmatov'un mezarını ziyaret etmek için Paris'e gider. Büyük büyükbabasının yanındaki mezarın mezar taşında, genç bir kadının yüzünü fark eder. Daha sonra, Paris'te yürürken, Andrey, mezar taşında gördüğü genç kadına benzeyen bir kadın olan Vera'yı (Svetlana Ivanova) görür. Ve böylece üç kuşak ve yüzyıl ile ayrılmış iki aşk hikayesinin anlatılması başlar. Vera, Andrey'nin büyük büyükbabası tarafından sevilen kadının büyük torunu olduğu ortaya çıktı. Bir yüzyıl sonra, büyük torunlar arasında duyguların alevleri ortaya çıkar. Bu film, birçok savaş filminin klasik formülünü takip ediyor. Tüm umutlar kaybolmuş gibi göründüğünde, bir tür kahraman gelir ve günü kurtarır, tam da burada olan şey budur. Rus aktörden yönetmenliğe dönüşen Vuriy Vasilev'in ikinci projesi The Heritage of Love, Devrim sırasında savaşın parçaladığı Rusya ile günümüz Paris'ini birleştirmeye çalışıyor, ancak ne yazık ki her fırsatta hedefi kaçırıyor.