1942 yazında, yaşça büyük kardeşi savaşa giden ve kendisi ise on dört yaşında bir telgraf habercisi olan Homer Macauley'nin büyüme ve olgunlaşma sürecine şahit oluyoruz. Kardeşinin yokluğunu ve savaşın getirdiği zorlukları yaşarken yalnız kaldığı bu yaz, onun hayatında bir dönüm noktası olacaktır. Bu hikaye, 14 yaşındaki bir çocuğun sorumluluklarının farkına vardığı, aile bağlarının ne derece önemli olduğunu anladığı ve büyüyerek olgun bir birey haline geldiği bir dönemi gözler önüne seriyor. Savaşın gölgesinde yaşayan Homer, olgunlaşma sürecinde yaşadığı değişimleri ve gelişimleri izleyiciye aktarıyor. Kişiliği ve karakteri üzerinde büyük etkisi olan savaş koşulları, genç Homer'ın hayat algısını ve dünya görüşünü şekillendiriyor. Büyümek, olgunlaşmak, bir işi üstlenmek ve ailesine destek olmak için çabalayan Homer Macauley, 1942 yazında gelişimini tamamlıyor. Bu süreç, genç bir adamın hayatta kalma mücadelesi ve aynı zamanda büyüyüp gerçek dünya hakkında bilgi edinme süreci olarak karşımıza çıkıyor. Savaşın gölgesinde geçen bu dönem, onun hayatında derin izler bırakırken, kendini tanıma ve keşfetme sürecini de hızlandırıyor. Genç bir çocuktan genç bir adama dönüşen Homer'ın hikayesi, bu filmde dramatik bir şekilde anlatılıyor.