Üç sosyal medya mağduru, teknoloji devlerine meydan okuyarak savaş ilan ediyor. Bu modern çağın David ve Golyat hikayesi, eksiksiz bir teknolojik distopya parçası olarak karşımıza çıkıyor. Hikaye, sosyal medyayı sıradan bir etkileşim aracı olarak görmekten çok daha fazlası. O, güçlerini kötüye kullanan teknoloji devleri ile savaşan küçük bireylerin trajedisini anlatır.

Filmin başkahramanları, kendilerini teknoloji devlerinin uygulamalarının köleliğinden kurtarmaya çalışan üç genç. Bu üç genç, hayatlarının nasıl dijital platformlar tarafından belirlendiğini ve kontrol edildiğini fark eder ve buna karşı koymaya karar verirler. Karşı koymaları, sevdikleriyle yüz yüze etkileşim kurma ve gerçek dünyada yaşama arzusunu yeniden keşfetme şeklinde gerçekleşiyor.

Üç sosyal medya mağduru, teknoloji devlerine karşı yıkıcı bir savaş başlatır. Onlara karşı koymak için kendi silahlarını, yani teknolojilerini kullanmaya karar verirler. Ancak bu, onları daha karmaşık ve potansiyel olarak tehlikeli bir dünyaya çeker.

Hikaye, teknolojiye olan bağımlılığımız ve bunun bize nasıl zarar verdiği hakkında bir uyarı niteliği taşıyor. Teknolojiyi kontrol etmek yerine, teknolojinin bizleri nasıl kontrol ettiğini gösteriyor. Üç kahramanımızın karşılaştığı zorluklar ve engeller, sinematografik bir şekilde anlatılıyor. Sonunda, her bir bireyin teknoloji karşısındaki gücünü ve kontrollerini yeniden kazanma mücadelesi, izleyenlerin zihninde derin bir iz bırakıyor. Bu film, günlük hayatımızda teknolojiye karşı duruşumuzu sorgulamamızı sağlayacak ciddi bir uyanışa sebep oluyor.