Öncelikle film hikayesini en çarpıcı haliyle tasvir etmeliyim. Hikaye, bir polis dedektifinin, yıllar önce hapishaneye göndermek için yardım ettiği güvendiği partnerinin eski hükümlü kardeşine giden delil izlerini takip etmesi üzerine kurulu. Bu durum dedektifimiz için bir haysiyet mücadelesi anlamına geliyor. Tüm güvendiği değerlerin, tüm bildiklerinin bir anda alt üst olması... Kendisi gibi kanun adamı olan partnerin hükümlü kardeşiyle olan ilişkisi, dedektifin sevdiklerini ve bizzat kendisini nasıl zora sokacak? Gözler önüne serilen bu gerçekler karşısında işin içine duygusal çatışmalar da girince, işler iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Kazın ayağının çok daha derinlerde olduğunu anlaması da cabası. Yıllar önce kardeşi hapse atarken doğru olanı mı yaptım sorusuna yanıt ararken, dedektifin geçmişiyle yüzleşmesi, karanlık sırlar ve yüzleşmelerle dolu adrenalin pompalayan bir film. Gerilim dolu sahneler, beklenmedik dönemeçler ve insan psikolojisinin karanlık dehlizlerine yapılan bir yolculuk... Kesinlikle izlenmesi gereken, sonuna kadar merak uyandıran bir film olmuş.