Detroit'taki bir güvenlik robot operatörünün, Kuzey Afrika'da bulunan ve kendisinden oldukça yaşça büyük bir adamla evlendirilmeye çalışılan genç bir kadınla oluşturduğu bağlantıyı konu alan bu film, modern çağın teknolojisini ve geleneksel toplum yapısını bir araya getiriyor. Detroit'te yaşayan bir robot operatörünün, farklı bir kültür ve coğrafyada yaşayan bir kadına yardım etmek için teknolojiyi nasıl kullanabileceğini konu ediniyor. Filmin merkezinde, teknoloji ve geleneksel yaşam tarzı arasında kalabileceğimizi gösteren bir çelişki var. Mekanik ve dijital dünyanın soğuk ve mesafeli unsurlarını, insanlık, empati ve bağ kurma arzusuyla birleştiriyor. Bu çerçevede, Detroit'teki robot operatörü ve Kuzey Afrika'daki genç kadın, teknoloji aracılığıyla formu bozulmuş bir yakınlık geliştiriyorlar. Bir yandan genç kadının kendi bireysel özgürlüğü için verdiği mücadeleyi, diğer yandan Detroit'teki robot operatörünün teknolojik becerilerini ve insani vicdanını kullanarak ona yardım etme çabasını izliyoruz. Filmin temel çatışması, modernliğin geleneksel yaşamla çatışması üzerine kurulu olsa da, aynı zamanda teknolojinin insanlar arasında köprüler kurabileceğini de gösteriyor. Sonuç olarak, film beklenmedik biçimde samimi bir hikayeyi, çağdaş bir çerçevede anlatan başarılı bir çalışma. Hikayede yer alan karakterlerin duygusal derinliği ve kendi yaşamlarını sürdürmeye çalışırken karşılaştıkları zorluklar, izleyiciyi kendilerine çekiyor ve empati yapmaya teşvik ediyor. Teknoloji ve gelenek arasında sıkışıp kalmış bir dünyada, insanlar arasında kurulan bu etkileyici bağlantı, filmin genel temasını güçlendiriyor ve izleyenlere unutulmaz bir deneyim sunuyor.