Yetmişlerin sonunda geçen, etkileyici bir hikayeyi beyaz perdeye taşıyan bu film, 13 yaşındaki bir öğrencinin kan donduran kayboluşu ve bir hafta sonra ansızın ortaya çıkışı etrafında şekilleniyor. Genç çocuğun ortadan kaybolması ve daha sonra hiçbir iz bırakmadan geri dönmüş olması, annesini ve öğretmenlerini derinden sarsıyor. Bu beklenmedik olaylar karşısında, annesi ve öğretmenleri hayatlarını, varoluşları ve kendi gerçekliklerini sorgulama sürecine giriyorlar. Bir hafta boyunca çocuğun kaybolduğunu düşündükten sonra, kim olduğunu, neden burada olduğunu ve hayatının ne anlama geldiğini sorgulayan bu karakterler, hayatlarına dair pek çok kelimeyi yeniden tanımlayıp anlamlandırma çabası içerisine giriyorlar. Film, seyirciyi, karakterler ile birlikte bu sorgulama yolculuğuna çıkararak, hayatı ve varoluşu farklı bir bakış açısıyla ele almayı öneriyor. Bu film, sadece bir çocuğun gizemli kayboluşunu değil, aynı zamanda karakterlerin içinde bulundukları durumun ağırlığını ve hayatın karmaşıklığının getirdiği sorunları da gözler önüne seriyor. Annesi ve öğretmenleri gibi, biz de derin düşüncelere dalarak, hayata dair daha geniş bir perspektif kazanıyoruz. Öğrencinin kayboluşu, sadece onun değil, tüm karakterlerin ve belki de bizim de hayat görüşlerimizi değiştiren bir olaya dönüşüyor.