1971 yılında Kuzey Karolina, Durham'da geçen ve gerçek bir hikayeden esinlenen film, sivil haklar aktivisti Ann Atwater'ın, Ku Klux Klan'ın önde gelen isimlerinden C.P. Ellis ile eğitim sisteminin ırkçı bölünmesine karşı verdiği mücadeleyi anlatıyor. Film, ırkçı düşüncelerin, önyargıların ve kişisel inançların, hakları için savaşan bir kadın olan Ann Atwater'ın kararlı duruşu karşısında nasıl değişebileceğini gözler önüne seriyor. Atwater, ırklar arası eşitliği savunma ve yaratma amacıyla ellis ile bir araya gelir. Bu da filmi, insan hakları ve eşitlik temalarıyla dolu, cesur ve duygusal bir drama haline getiriyor. Öte yandan film, Ku Klux Klan lideri C.P. Ellis’in karakter analizini de çok iyi bir şekilde gerçekleştirerek, onun önyargılarından ve nefretinden uzaklaşmasının altını çiziyor. Bu, onun karakterindeki dönüşümü ve Atwater ile olan etkileşimlerini daha etkileyici bir hale getiriyor. 1971 yılında gerçekleşen olayları anlatan bu film, günümüzde hala devam eden ırkçılık ve ayrımcılık konularını da gündeme getirerek izleyiciyi düşündürüyor. Hem tarihi hem de sosyopolitik öneme sahip bu film, toplumun hala üstesinden gelmeye çalıştığı konular üzerine derin bir bakış atıyor. Dolayısıyla, ırkçılığın, ayrımcılığın ve insan haklarının önemli konular olduğu bu dönemde, bu filmi izlemek oldukça anlamlı ve gerekli olacaktır. Sonuç olarak, bu film hem tarih severler hem de sosyal konulara duyarlı olan izleyiciler için oldukça çarpıcı ve düşündürücü bir yapım olarak öne çıkıyor.