L'ordre des médecins (Breath of Life) isimli 4k yapım 2018 yılında yapılmış olan Belçika - Fransa ortaklığında bir otobiyografi drama filmidir. Filmin yönetmen koltuğunda David Roux bulunmuştur. Senaryosu ise Julie Peyr tarafından kaleme alınmıştır. Başrollerinde Jeremie Renier, Marthe Keller, Zita Hanrot ve Maud Wyler bulunmaktadır. Yan oyuncuları arasında Alain Libolt, Fred Epaud, Jeanne Rosa, Jisca Kalvanda, Justine Bachelet ve Catherine Ferran bulunmaktadır. 
Simon 40 yaşında devlet hastanesinde görevli bir uzman göğüs hastalıkları doktorudur. Annesi kansere yakalanınca kendi doktorluk kariyerini sorgulamaya başlar ve kendisini bir çaresizlik içinde bulur. Simon, kariyerinde başarılı ve girdiği ameliyatlarda oldukça etkin olmasına rağmen diğer insanlara karşı soğuk bir doktordur. İnsanları küçümsemez ve kötü davranmaz ancak yardıma ihtiyaçları olduğunda onlara yardım da etmez. Annesinin hastalığı sebebiyle ise hayata karşı farklı bir bakış açısı geliştirmeye başlar. Her gün aynı koridorlardan geçmesine rağmen koridorların gri soğukluğu yerine renkli bir dünya görmeye başlar. 
Bir Fransız hastanesinde ünlü olan Simon, öncesinde öğrencilerine hastalar ile bağ kurmamalarını, hastalarının duygularına kapılmamalarını öğütlemekteydi. Bunun amacının ise profesyonellik çizgisini korumak, bir hastayı diğer hastadan önde tutmamak olduğunu öne sürmekteydi. Aynı zamanda da öğrencilerin ve doktorların akli dengesini bu sayede daha iyi koruyabileceklerine inanıyordu. Ancak bu durum ne yazık ki Simon’un annesi Mathilde hastalandığında beklediği gibi gitmez. Simon’un yanı sıra kız kardeşi Julia da bir korkuya kapılır. Annesi Mathilde yaşadığı bu kanserden dolayı Sylvain ile ayrılmak ister. 
Yapım, David Roux isimli yönetmenin erkek kardeşinin hayatını anlatmaktadır. Kardeşinin yaşadığı bu durumu bit otobiyografi haline getirmesiyle oldukça duygu yüklü bir yapım ortaya çıkmıştır. Öte yandan yapım içinde değinilen Fransız hastanelerinin çalışma tarzlarını da yönetmen mümkün olduğunca gerçeğe uydurmaya çalışmış, hemen hemen hiçbir abartı veya yanlış söylem kullanmamıştır. Her ne kadar Fransız doktor ve hastanelerinin nasıl çalıştığına da değinse de film özünde bir aile dramasıdır. Diğer tarafta ise yönetmenin annesi Yahudilik inancına sıkı sıkıya bağlıdır. Yahudilere yönelik Nazi soykırımdan kaçan annesi, ailesini daha fazla üzmek istememekte, dünyada geçirdiği her dakikanın ailesine bir yük olduğunu düşünmektedir. 
Tüm bunların yanı sıra yapım özellikle Fransa’da doktorların mesleğe başlamadan önce ettikleri Hipokrat yemini sebebiyle mesleğin adeta dini bir tarikat haline geldiğine yönelik eleştirilerde bulunmaktadır. Yapım, kimi dini örgütlere katılmak için edilen yemin ile Hipokrat yeminini ve Fransa’da yapılan törenleri karşılaştırmaktadır. Ancak her halükarda hangi dinden olursa olsun ölümün doktor veya rahip fark etmeksizin kişiyi her zaman her köşede beklediğine dair bir vurgu bulunmaktadır.