"Black Comedy" yani kara mizah türünde üretilen, 19. yüzyıl dönemine ait iki mezar soyguncusunun yaşadığı macerayı anlatan bir sinema filmi söz konusu. Bu atipik kahramanlarımız, dönemin Edinburgh kentinde tıp öğrencilerine kadavra sağlama işinde kârlı bir iş fırsatı bulmuşlar. Film, kara mizah unsurlarını kullanarak, çarpık bir etik anlayışları olan iki karakterin çıkmaza sürüklenmiş yaşamları ve işlerinin getirdiği ahlaki ikilem üzerine derin bir bakış sunuyor. Filmdeki mizahi öğeler, dönemin toplumsal koşulları ve ahlaki değerlerinin sorgulamasıyla birleşiyor, bu da filmi sadece bir komedi olmanın ötesine taşıyor. Karakterlerin kadavra sağlama işindeki çılgın ve bir o kadar da tuhaf deneyimleri, seyirciye hem eğlenceli hem de düşündürücü anlar yaşatıyor. İki mezar soyguncusunun hayat hikayesini anlatan film, kara mizahın en iyi örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Film, tıp öğrencilerine kadavra sağlama işini tuhaf ve eğlenceli bir boyuta taşımanın yanı sıra, ahlaki değerlerin ve etik kuralların sorgulandığı bir platform da sunuyor. 19. yüzyıl Edinburgh'ünün atmosferini ve dönemin toplumsal değerlerini başarılı bir şekilde yansıtan film, seyirciye eşsiz bir sinematik deneyim sunuyor. Her ne kadar trajik olsa da, filmdeki olaylar ve karakterlerin durumları, mizahi bir üslupla aktarıldığı için seyircinin içini ağırlaştırmaktan ziyade, ona bir yandan da tebessüm ettiriyor. Bu da filmin, seyirci nezdinde başarılı bir kara mizah örneği olmasını sağlıyor. Film, başarılı senaryosu ve oyunculukları, dikkat çekici kamera açıları ve göz alıcı kostümleri ile seyirciye, 19. yüzyıl Edinburgh'ünü oldukça gerçekçi bir biçimde hissettiriyor. Böylece izleyici, hem zevkli bir sinema deneyimi yaşıyor hem de tarihi bir yolculuğa çıkmış oluyor. Sonuç olarak, bu film, her sinemaseverin görmesi gereken bir eser olarak karşımıza çıkıyor.