II. Dünya Savaşı sonrasında Almanya'da, Hans isimli bir kişi eşcinsel olduğu gerekçesiyle bir dizi hapis cezasına çarptırılır. Ceza kanununun 175. maddesi, Hans'ın özgürlük arzusuna sistematik bir engel olarak karşısına çıkar. Onun hayatındaki en istikrarlı şey ise bu cezalardır ve uzun bir süredir aynı hücreyi paylaştığı, cinayetten hükümlü olan Viktor'dur.

Hans, eşcinselliği nedeniyle toplumun dışlanmış ve bastırılmış bir bireyi olarak yaşamaktadır. II. Dünya Savaşı'nın ardından Almanya'nın yıkımı ve yeniden yapılanma sürecinde, toplumun homofobiye olan tepkisi daha da güçlenmiştir. Hans, bu dönemde hedef haline gelmiş ve sürekli olarak cezalandırılmıştır.

175. madde, eşcinsel ilişkileri suç sayan bir yasa olup, Hans'ın özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Hans için tek rahatlama kaynağı, Viktor ile olan ilişkisidir. Viktor, Hans'ın hapishanede yaşadığı zorlu süreçte ona destek olan ve anlayış gösteren tek kişidir.

Hans, uzun yıllar boyunca aynı hücreyi paylaştığı Viktor ile bir bağ kurmuştur. Aralarında bir dostluk ve bağlılık ilişkisi oluşmuştur. Bu durum, ona biraz moral ve umut vermektedir. Hans, Viktor'un suçlu geçmişine rağmen, onu her zaman anlamış ve kabul etmiştir.

Ancak Hans, sürekli olarak hapis cezalarına çarptırılmanın getirdiği baskıyla mücadele etmektedir. Özgürlüğünü elde etmek ve homofobik yasaların etkilerinden kurtulmak istemektedir. Ancak, toplumda hala homofobi ve önyargılar hakim olduğu için, Hans'ın umutları biraz dağılmıştır.

Almanya'daki eşcinseller için bu dönem oldukça karanlık ve zorlu geçmektedir. Hans, kendisinin ve diğer eşcinsel bireylerin haklarını savunmak için mücadele etmektedir. Ancak, bu mücadele uzun ve zorlu olacaktır. Hans, umutsuzluğa kapılmadan ve direnişini sürdürerek, gelecekte daha adil bir toplum yaratma umudunu taşımaktadır.