1980'li yıllar, dünya çapında pek çok değişimin ve kültürel dönüşümün yaşandığı bir dönem olarak tarihe geçti. Bu yıllarda, yalnız başına kalan Bumblebee, henüz çok genç bir autobottur ve hayatını sürdürmek için nereye gideceğini bilememektedir. Kendisine ait bir yeri olmayan bu sarı autobot, 1987 yılına geldiğinde sürekli olarak kaçmakta ve saklanmaktadır. Her ne kadar kaçışlar ve saklanmalar zor olsa da, sonunda kendine güvenli bir liman bulur ve sakin bir Kaliforniya sahil kasabasına sığınır.

Bu kasabada yaşayan Charlie ise 18 yaşına basmak üzere olan, hayatının baharındaki genç bir kızdır. Charlie, her zamanki gibi sıradan bir gün geçirirken, birdenbire gözlerinin önünde harap halde yatan bir araba fark eder. Onun için bu araç, sıradan bir külüstürden başka bir şey değildir. Ancak, içindeki mekanik tutkusu ve merakıyla, bu külüstürü tekrar çalışır hale getirmek için büyük bir hevesle kolları sıvar. Aracı tamir etmek için atölyesine götüren Charlie, çalışmalara başladığında bu arabanın aslında sıradan bir "tosbağa" olmadığını keşfeder.

Zamanla Bumblebee adını verdiği bu özel aracı tamir eden Charlie, autobot ile arasında güçlü bir dostluk bağı kurar. Bumblebee, Charlie için sadece bir araba değil, aynı zamanda gerçek bir dost ve sırdaşa dönüşür. Ancak bu dostluğun önünde büyük bir engel vardır; Bumblebee'nin peşinde olan tehlikeli düşmanlar, yani "decepticon"lar. Bu durum, Charlie ve Bumblebee için yeni bir maceranın kapılarını aralar. İkili, birlikte hareket ederek, Bumblebee'yi decepticonlardan korumak ve özgürlüğüne kavuşturmak için heyecan verici ve tehlikeli bir yolculuğa çıkacaktır.