Otuz yıl sonra Berti ve Uschi'nin evlilikleri kumları üfleyip gidiyor ve çiftimiz ayrılıyor. Yıllar ne kadar acımasız geçse de, çocuklarının gözlerinde babasının izlerini taşıdığını seçebiliyoruz. Onların oğlu, babasının izinden gidip, yüksek hızların, tükenmez heyecanın ve adrenalini özgürlüğün simgesi olan bir yarış sürücüsü olmayı arzuluyor. Berti'nin hayatında bıraktığı izler, yıllar boyu sürdürdüğü bu olağanüstü mesleği oğlundan saklayabileceği bir şey değil. Böylesine tutkulu bir babanın oğlunun da aynı yolu seçmesi kaçınılmazdı belki de. Oğlu, babasının inişli çıkışlı, zorlu ancak bir o kadar da tutku dolu hayat yolculuğuna adım atmayı hayal ediyor. Genç adamın bu düşüncesini, işin içindeki tehlikelere rağmen kabullenmesi, Berti için hem gurur verici hem de endişe verici. Babalık duygusunun, korumacılığın ve bir yandan da oğlunun kendi ayakları üzerinde durabilme isteğinin arasında sıkışıp kalmış durumda. Ancak Uschi, oğlunun heyecan verici hedefine ulaşması için destek olmayı seçiyor. Bu, sadece bir yarış sürücüsü olma hikayesi değil, aynı zamanda her ailede yaşanan nesiller arası tutku, anılar, hayaller ve ayrılıklar hikayesidir. Bu film, hayattaki en zor dönemeçlerden biri olan ayrılıkları ve aynı zamanda ebeveyn ve çocuk arasındaki karmaşık ilişkileri ustaca işliyor. Her sahne, heyecan ve hüzün dolu bir yolculuğa çıkarıyor izleyiciyi. Bu yüzden bu filmi izlerken, gerilimin doruklara çıktığı anlarda bile, duygusal zenginliği ve karakterlerin derinliğini hissetmekten kendinizi alamayacaksınız.