2006'da yönetmen Florian Henckel von Donnersmarck’ın ilk filmi "The Life Of Others", uluslararası bir sürpriz oldu ve En İyi Yabancı Dil Film dalında Oscar kazandı. 2010'da Johnny Depp’in başrol oynadığı bir casus gerilim filmi olan "The Tourist"in kritik başarısızlığından sonra yönetmen otuz yıllık Alman tarihine ait ayrıntılı bir destan olan Asla Gözlerini Kaçırma ile geri dönüyor. Film 1937'de başlıyor ve genç Kurt (Cai Cohrs) sorunlu ve özgür ruhlu teyzesi Elisabeth (Saskia Rosendahl) eşliğinde, Picasso gibi Yahudi ve modern sanatçıların yer aldığı "Dejenere Sanat"ın meşhur Nazi sergisine gidiyor. Dresden'deki sergiden kısa bir süre önce Elisabeth'e şizofreni teşhisi konuluyor ve sadist SS doktoru Carl Seeband'ın (Sebastian Koh) kaderini belirleyeceği kliniğe yatırılıyor. Almanya'nın Doğu ve Batı'ya ayrılmasından sonra artık büyümüş bir Kurt (Schilling) Rus yönetimi altında hayatına devam ediyor. Dresden sanat okulunda bir öğrenci olan Kurt, doktor Carl Seeband'ın kızı olan moda öğrencisi Ellie'ye (Paula Beer) âşık olur. Seeband, ilişkilerini öğrendiğinde ve çifti ayırmayı başardığında işler karmaşık bir hal alır. Yönetmen bize 1940'larda Dresden'in yıkılmasını ve hastaların Nazilerin elinde gördüğü muameleyi ayrıntılarıyla ustaca diyebileceğimiz kadar kesin bir film sunuyor.