Edward De Vere, Oxford Kontu olduğu teorisi üzerine kurulan ve Shakespeare'in tüm eserlerini aslında onun yazdığı fikrini işleyen bir yapımdan bahsediyoruz. Bu iddialı ve tartışmalı teori, filmde etkileyici ve renkli bir şekilde ele alınıyor. Hikaye, İngiltere'nin en karışık dönemlerinden biri olan Kraliçe I. Elizabeth’in tahtın varisi olma sürecini ve ona karşı gerçekleşen Essex isyanını arka planda tutarak gerçekleşiyor. Edward De Vere’nin entelektüel kapasitesi ve yeteneği, onu döneminin en büyük yazarlarından biri yapabilecek niteliktedir. Ancak sosyal statüsü ve aristokratik konumu, yeteneklerini açıkça sergilemesini engeller. Bu durum, onu eserlerini William Shakespeare adı altında yayımlamaya yönlendirir. Filmde, dönemin politik çalkantıları ve entrikaları, hükümetin karanlık koridorlarından kraliçenin etrafında olup bitene kadar çeşitli olaylar üzerinden ele alınıyor. Ancak tüm bunların yanı sıra, asıl odak noktası Shakespeare'in yapıtlarının gerçek yazarının kim olduğu misteri. Öte yandan, Oxford Kontu'nun, Shakespeare'in eserlerini yaratabilecek yeteneğe sahip olup olmadığı, Kraliçe Elizabeth I. ve Essex isyanı gibi olayların bu teori ile nasıl bağdaştırıldığı film boyunca önemli bir yer tutuyor. The theory that it was in fact Edward De Vere, Earl of Oxford, who penned Shakespeare's plays, bu konuları absürt bir şekilde sunuyor ve izleyenleri derin bir düşünceye sürüklüyor. Bu iddialı film, tarih ve edebiyat meraklılarının gizemli bir yolculuğa çıkmasını sağlıyor. Bu yolculukta Shakespeare'in eserlerinin gerçek yazarının kim olduğunu belki de asla kesin bir şekilde bilemeyeceğiz, ama bu teori kesinlikle izleyenlere farklı bir bakış açısı kazandırıyor.