Gelini Akide, Beykoz'un sahile yakın mahallelerinden birinde en küçük oğlu Ercan ile yaşar. Akide'nin Ercan dışında Maksut ve Fikret adlı iki oğlu daha vardır, ancak onun tüm enerjisi küçük oğlu Ercan üzerinde yoğunlaşmıştır. Maksut ve Fikret'in, annelerinin değil de kendi seçtikleri kızlarla evlenmesi, Akide'yi onlara karşı bir hayli kızgın hale getirir. Gelinleri Saadet ve Aysel'i hiç sevmediği gibi, onlarla yaşadığı olumsuzluklar sonucu Akide, yeni bir fikre kapılır: En küçük oğlu Ercan'ı kendi bulduğu bir kızla evlendirmeye yemin eder.

Ancak, Akide'nin bu planları Ercan'ın farklı düşüncesi ile çatışır. Ercan, Beykoz merkez sağlık ocağına yeni atanan hemşire Duygu'ya çoktan evlenme teklif etmiş bile. Duygu ise, annesi olmadan büyüdüğü için aile ilişkilerine büyük önem verir ve Ercan'a annesinin rızası olmadan evlenmeyeceğini söyler. Bu durumda, Ercan ve Duygu, aşklarını yaşayabilmek için bir oyun oynamak zorunda kalır. Ercan ve Duygu, Akide'nin gönlünü kazanmak ve evliliklerine onay alabilmek için türlü türlü planlar yapar.

Mahalledeki komşuların ve aile üyelerinin de dâhil olduğu bu olaylar zinciri, zaman zaman komik ve duygusal anlara sahne olur. Ercan ve Duygu'nun gerçek aşklarının peşinde koşarken yaşadıkları bu macera, izleyicilere aile bağlarının ve sevginin gücünü hatırlatan unutulmaz bir film sunar.