Kahramanımız, tipik bir züppe gibi görünen fakat aslında bir devlet ajanı olan bir stoner. Üst düzey eğitimi ve yüksek zekasıyla, düşmanlarının sürekli hedefi hâline geliyor. Ancak bir süre sonra, güvendikleri bu ajanın aslında bir risk faktörü olduğunu anlayan devlet yetkilileri, onu tasfiye etmeye karar veriyorlar. Bu durum, ajanın hem yeteneklerini, hem de yerinde duramayan zekasını kullanarak hayatta kalma mücadelesini tetikliyor. Düşmanlarından sürekli bir adım önde olmayı başaran ajan, ne kadar zorlu durumlarla karşılaşırsa karşılaşsın, her zaman bir çıkış yolu buluyor. Ancak burada dikkat çeken nokta, ajanın bu kadar üst düzey bir yeteneğe sahip olmasına rağmen, çoğu zaman gayri ihtiyari bir şekilde bu durumu kullanıyor olması. Özlü bir şekilde ifade etmek gerekirse, bu hikaye, yetenekli bir devlet ajanının, hem kendi hayatını koruma hem de düşmanlarını alt etme çabasını anlatıyor. Ancak ajanın hummalı yaşamı ve ölüm kalım mücadelesi boyunca daima rahat ve cool kalabilmesi, tam da bir stoner karakterine yakışır bir biçimde bizlere sunuluyor. Sonuçta, hedefinde olan bir ajanın bu denli sakin ve kendinden emin bir tavırla hareket etmesi, hikayeye sıra dışı bir boyut kazandırırken, seyirciyi de ekran başında tutmayı başarıyor.