Portekiz'deki biyolojik ailesini arayan Edward'ın hikayesi, sinemanın en karmaşık ve duygusal yollarından biri olan aile ve kimlik arayışını konu alıyor. Kendisini, iç içe girmiş aile ilişkilerinin, çözümlenmesi gereken esrarengiz bir geçmişin ve sırlarla dolu bir öz kimliğin labirentinde buluyor.

Edward, Portekiz'in pitoresk manzaralarını saran gizemli bir villada, yıllardır kayıp olan annesi ve ikiz kardeşiyle yeniden bir araya geliyor. Ancak bu romantik ve masalsı görünen buluşmanın ardında, onun kimlik ve kökenlerine dair anlayışını sonsuza kadar değiştirecek karanlık bir sır yatıyor.

Bu derin, kafa karıştırıcı ve psikolojik hikaye, Edward'ın geçmişin fazlaca karanlık noktalarına ışık tutarken, aynı zamanda onun yüzleşmek zorunda olduğu kendi kişisel travmalarını ve çözülmesi gereken ailevi çatışmalarını da incelemekte. Konu ne kadar karmaşık olursa olsun, hikayenin akıcı kurgusu ve detaylara verilen özen, izleyenlerin hikayeyi rahatça takip etmelerini ve Edward'ın çıkmazlarla dolu kişisel yolculuğuna eşlik etmelerini sağlıyor.

Sinemanın başarılı bir örneği olan bu film, yoğun duygusal yüküyle izleyicinin gönlünü fethediyor. Edward'ın aileden ve kimlikten kaynaklanan bu iç çatışmalarına tanıklık etmek, izleyeni aynı zamanda kendi kişisel ve ailevi ilişkilerini sorgulamaya teşvik ediyor. Kendi kimlik ve köklerimizin ne kadar derin bir anlam taşıdığını ve kendi geçmişimizin karanlık noktalarını aydınlatmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. Ayrıca karmaşık aile ilişkilerinin ve onların geçmişin karanlık sırlarını ne kadar etkileyebileceğini gözler önüne seriyor. Bu özünde insana dair olan hikaye, bir yandan duygu yükü ağır çatışmalara eşlik ederken, diğer yandan da izleyenlere hayatın karmaşık yapısını ve insan ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor.