"Kendisini bir 'onur cinayeti' hedefi olarak bulan genç bir kadının hikayesini odağına alan bir film var karşımızda. Filmin kahramanı, ailesinin geleneklerine ve toplumsal baskılara teslim olmayı reddeden, kendi yolu ve özgürlüğü için mücadele eden bir kadın. Bu kadının hayatta kalma savaşını çarpıcı bir gerçeklikle gözler önüne seren film, toplumun derin yaralarına dokunuyor, ürpertici bir şekilde gerçekçilikle yüzleştiriyor. Filmdeki diğer önemli karakter ise bu işi üstlenen bir ödül avcısı. Her ne kadar ilk etapta olaya tamamen profesyonel bir gözle bakan, duygusuz bir figür olarak karşımıza çıksa da, hikaye ilerledikçe onun da bir insan olduğunu, duygularının ve vicdanının olduğunu görüyoruz. İşin içinde ahlak, etik ve insani değerler söz konusu olunca, belirli bir bütçe karşılığında bir insanın hayatına son verme görevi kesinlikle tatlı gelmiyor. Onur cinayetlerini, toplumsal cinsiyet ve ahlaki değerler üzerinden değerlendiren bu film, izleyicinin içine oturan bir dram meydana getiriyor. Davranışlarımızın, inançlarımızın ve önyargılarımızın sonuçlarını gösterirken, aynı zamanda umuda, değişime, cesaret ve dirence de dikkat çekiyor. Her bir karakterin psikolojik derinliği ve çatışmaları, filmin sadece bir aksiyon filmi olmaktan öte, kompleks ve duygusal bir hikaye anlattığının kanıtı. Bizi hem düşündüren hem de duygulandıran bu film, tabularla yüzleşmeye ve toplumsal cinsiyet normlarını sorgulamaya davet ediyor."