Paulette ve kocası, uzun yıllardır bir ev işleri okulu işletmekteydiler. Bu okulda ev işlerini, aile hayatının hassasiyetlerini ve önemini öğreten bir çifttiler. Ancak kocasının ani ölümünün ardından Paulette, okulun iflasın eşiğinde olduğunu keşfeder. Bu beklenmedik ve sarsıcı olay, Paulette'i hayatındaki belki de en zorlu göreve sürükler; hem kişisel hem de profesyonel sorumluluklarını üstlenme. Paulette, artık yalnız başına bu mücadeleye atılmak zorundadır. Hem sevdiği okulunu kurtarma, hem de eşinin ardından yıkılan hayatını yeniden kurma çabası içerisine girer. Kocasının yokluğunda, hem okulun hem de kendi yaşamının batışını durdurma sorumluluğu bütün ağırlığıyla omuzlarına yüklenir. Paulette'nin hikayesi, bir yandan acıyla baş etmeyi, diğer yandan ise hayatta kalma mücadelesini veren bir kadının güçlü portresini çiziyor. Eşi tarafından yarı yolda bırakılan Paulette, hem maddi hem de manevi anlamda kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmek zorundadır. Bize gösteriyor ki, hayat ne kadar zorlu olursa olsun, güçlü kalabilme, direnebilme ve sorumluluklarımızın gerektirdiği kararları alabilecek cesareti bulabilme yeteneği, bizim en değerli varlığımızdır. Paulette'in hikayesi, izleyenlere hayattaki en zor anlarda bile umudu ve direnci kaybetmemeyi öğretiyor. Her ne kadar film, bazı anlarda karanlık ve hüzünlü bir ton taşısa da Paulette'in azmi ve kararlılığı izleyiciye ilham veriyor.